RT Metropolis - шаблон joomla Окна

Eiger Kuzey Duvarı

2
Greendelwald'dan Eiger'a bakış

 Eiger, Matterhorn ya da Khan Tengri gibi kusursuza yakın bir piramit, Cerro Torre veya Trango gibi ulaşılamaz bir kule değil. Tırmanıcıları cezp edecek, sağlam kayada çok iyi çatlak hatları veya mavi buzda uzun etaplarda içermiyor. Keşfetme duygusunu da bu çok göz önünde olan dağda pek yaşayamazsınız. Peki bu dağı dağ, rotayı rota yapan şey nedir? Dağın veya rotanın güzelliği mi? Yüklediğin anlamlar mı?

Orada yaşanılanlar sanki ortak yaşantılarımız ya da tecrübelerimiz gibi dağcılığın ortak hafızasına kazınmıştır. 2. Dünya Savaşı öncesi başlayan koşuşturmaca günümüze kadar devam etmiş, bu sürede duvar üzerinde onlarca rota açılmış, ilkler denenmiş, duvar ve duvarı izleyenler sayısız mutluluğa ve trajediye tanık olmuşlardır. Bu dağı ve üzerinde yaşanılanları anlatan birçok yazı, makale yayımlanmış, kitaplar yazılmış, belgesel(Beckoning Silence) ve filmler(Nordwand) çekilmiştir. Bunların içinde en öne çıkan kuşkusuz ki, duvarın ilk çıkışını da gerçekleştiren ekibin önemli bir üyesi olan, Anderl Heckmair’in kaleme aldığı o dönemi ve hatıralarını anlattığı Alpler’in Son Üç Problemi adlı kitabıdır. Bu kitap dağcılık tarihinin önemli bir dönemine ışık tutmuş ve bu rotayı tırmanıcıların daha karşı konulmaz bir halde arzulamasına sebep olmuştur.

İşte bu geçmişteki ortak yaşantılar, sanırım ortak bir obsesyonu(takıntı) doğurmuştur. (Harlin, John. The Eiger Obsession)

EİGER KUZEY DUVARI, HECKMAIR ROTASI

22 Ağustos ve 2 Eylül tarihleri arasında, ben ve tırmanış arkadaşım Serhat Alkıvılcım, Eiger Kuzey Duvarı’nın altındaydık. Zirve ile süsleyemediğimiz tırmanışımızda, Death Bivy (Todes biwak) olarak bilinen yerin 150 m. kadar altından geri döndük.

Hava hep kötüydü. 26 Ağustos’a kadar her gün bulutlu olan hava, günün sonunu gök gürültüsü ve yağmur ile süslüyordu. Duvar kurumaya hiç fırsat bulamadı.

İsviçre hava tahminlerine göre 2 günlük iyi hava periyodu bize –uygun olmayan- uygun zamanı işaret ediyordu, sonrasında gelecek olan fırtına ise hızlı davranmamız gerektiğini. Sabah kalktığımızda yağış devam etse de umutsuzca, rotaya girmek için yola çıkmıştık. 11’e kadar süren yağmur moralimizi bozmuş ve stratejimizi değiştirmemize sebep olmuştu. İlk gün stratejimiz – bize ertesi gün için zaman kazandıracak olan- tren yolu penceresine *(Gallery Window- Stollenloch) ulaşmaktı. Kötü hava stratejimizin doğruluğunu, geçen dakikalar gösterecekti. Nitekim yağmur dinmiş ama sis perdesi duvarın üzerinden kalkmamıştı. 

Duvarın gözükmesini beklemenin anlamsız olacağını düşünerek sisle kaplı, ıslak duvara, sağlam bir kararlılıkla 15:00’da girdik. Saatin bu kadar geç olması, sis, ıslaklık, yaklaşan kötü hava, sanki her şey aleyhimize çalışıyormuş gibi geliyordu.

4 7
İlk İp Boyundan bir kare Gallery Window'a doğru tırmanış

Kaya etabı(V+) ağır çantalarımız altındaki bacaklarımızı titretse de tempoyu yakalamamıza engel olamadı. Olumsuz koşullardan dolayı bozulmuş olan moralimiz, yükseldiğimiz her metre daha da yerine geliyordu. İlk kısımlardaki, küçük taşlarla kaplı, çürük yüzeylerde kısa zorlukları geçerek eş zamanlı olarak tırmanışa( zaman zaman sabit ana emniyet noktaları da oluşturarak) devam ettik. (IV-V) Kütlenin büyüklüğü içinde rota bulmak çokta kolay değil. Bazen bir sikke ya da işaret yolu gösterirken, bazen de rotadan çıkmanıza sebep olabiliyordu. Dereleri üzerinden, küçük şelalelerin altından geçtik. Su, biz tırmanırken, bir yolunu bularak kollarımızdan içeri giriyor ve yağmurluğumuzun altındaki giysilerimizi ıslatıyordu. Sisin içinde, planladığımız gibi saat 19:00 tren yolu penceresine (Stollenloch) ulaşmıştık. Sis çekilmese de tehlikeli tırmanışın ardından buraya ulaşmak keyfimizi yerine getirmişti. Kapıyı açıp içeri girebilmek ise -ıslak geceden bizi kurtaracağı için- en iyi tarafıydı.

Tarih ve rutubet kokan tüneldeki gece rahat ve esrarengizdi. Geceyarısı tren yolu kapısından dışarı çıktığımda, sisin kalınlaştığını görmek endişelenmeme neden oldu. Sis bu şekilde devam ederse, tırmanışa devam edemezdik. İlerleyen saatler konuşacağı için, biz hava üzerine hiç konuşmadık.

Bu gece, daha önce duvarda geçirdiğimiz gecelerden kuşkusuz daha farklıydı. Rüzgar karanlıkta uzayıp giden tünelde, uğultuyla duvarları yalayarak tozu ve nemi ciğerlerimize dolduruyordu. Burası sıradan bir tünel ya da demir yolu değildi, dağın ciğerlerine giden nefes borusu ve kalbine kan taşıyan hayat damarıydı.

Geceyarısı uzakta, tünelin ucundaki ışık karşı konulamaz bir şekilde bizi kendine çekti. Mantığımız gitmememizi söylese de, kalbimiz bizi esrarengiz karanlığa ve ucundaki ışığa itti. Kararsız adımlarımızla yağlı mucurun üzerinde dar tünelde ilerledik. Nereye çıkabilirdi ki bu tünel? Bir tünel işte… Olsa olsa bir trene ya da bir istasyona aitti. Ama şimdi düşünüyorum da, o ışığı somutlaştırmakla soyutlaştırmak arasında tanımlayamadığımız bir yerdeydik. Kan ve terle sulanmış dağın içindeydik. Ya karanlık tünelde önümüze bir tren çıkarsa diye ya da başka bir şeyle yüzleşmekten korkarak ışığa ulaşamadık. Biz dönerken ışık geride kaldı ve giderek gözden kayboldu.

Yerin derinliklerinden gelen bir uğultu giderek yaklaştı, gürültü ve ışık bizi içine aldı. 05.00 treni saatin alarmından daha güzel bir senfoni sundu. “Demir, demire değmeli” diye düşündüm.

Hava durumuna bakmak için duvara açılan kapıya doğru umutsuz adımlarla ilerledik ve kapıyı açtık. Güzel havayı görünce, sanki dağda bizimle birlikte derin bir iç çekti ve bir serbest dalıcının üst düzeydeki bir performansının ardından boşalttığı nefes gibi, tünelleri yalayarak uğultuyla gelen hava bizi dışarı attı, artık tırmanma zamanı dercesine.

07.30 gibi tırmanmaya başlamamız, duvara kuruması için biraz daha zaman vermek nedeniyleydi. Ayağımızın altından kayıp gidecekmiş gibi duran küçük taşlarla kaplı setlerde, birbirimize bağlı olarak, Zor Çatlak’a (Difficult Crack) doğru tırmanmaya devam ettik. Ulaştığımız noktada yukarı çıkan çatlakların hepsi zor gözükse de birisi bizi kendine çekti. 60 metrelik sağlam kayada tırmanışa başladık. 200 metre kadar sağ tarafımızda, boltlu rotadaki askı çadırlarında, kahvelerini yudumlayan dağcıların ilgili bakışları altında bu etabı bitirdik ve Hinterstroisser Traversi’ne ** doğru yükselişimize devam ettik. Hemen üzerimizdeki kayalıktan kendilerini boşluğa bırakan paraşütçüler, bizi taciz eden helikopter, yaşayan dağın canlı kanıtı gibiydiler.

Hepsinin doğru rotada olmadığı kesin olan, daha önceden bırakılmış malzemelere sık sık rastlamak mümkündü.

8 21
Sisin içinde tırmanış Zor çatlağa ( Dİfficult crack ) giriş

 

Dağcılık tarihine altın harflerle yazılmış bir isim, oldukça zor, pürüzsüz bir kaya yüzeyi, dahice, cesurca zorluğun geçilmesini sağlayan teknik, trajedi ve tarih sonunda Hinterstroisser’deydik. Mantosu sıyrılmış ipte, sola doğru 50 metrelik yan geçişte tek düşündüğümüz bunlardı. Pek dillendirmesek de o dönemin kısa ipleriyle, bu devasa pandülü anlamaya çalıştık. Sabitlenmiş ipten, saygı duyarak ve burayı ilk geçenlerin sevinçlerini yüreğimizde hissederek geçtik.

Traversin ardından ulaştığımız nokta pekte iç açıcı değildi. 1. Buz Alanı olarak nitelendirilen yerde buzdan eser yoktu, binlerce yıllık buzulun ağırlığı altında ezilen kaya ise pürüzsüzdü. Buzul kayadaki bütün köşe ve kenarları ortadan kaldırmış, çatlakları kapatmıştı. Aşağı doğru eğimli tutamaklar ve pürüzsüz yüzeydeki basamaklar kaya performansımızı en üst düzeyde sınadı. Kaya yüzeyindeki ince (1cm kalınlığındaki) buz tabakasında tırmanmaktan kaçamadık. Bu buz durumu güvensiz tırmanış ortamını pekiştirmekle kalmayıp hızımızı da azalttı. Kazma ve kramponlarımız sayesinde olabildiğince tırmandık. Bu bölümde kar ve buzun güvenliğine sığınamamamız kaya yüzeyindeki zor pasajlarda (V,V+) zaman zaman 15-20 metre emniyetsiz ya da kötü emniyet üzerinde tırmanmamıza sebep oldu. Vınlayarak, üzerimize yağan taşlara rağmen İce Hose denilen, 1. Buz Alanı’nı 2. Buz Alanı’na bağlayan 60 metrelik –emniyetsiz , V- zorlu kısmı geçtik. Kaskımıza çarpan taşların yarattığı uyarılmışlık hali, dikkatimizi en üst düzeyde tutmamızı sağlasa da büyük taşların düşüşünü beklemek huzursuzluğumuzu perçinledi.

Emniyetsiz geçtiğimiz her etap hızımızı azaltıyordu. Bu olumsuz koşulların hepsi bir araya geldiğinde üzerine bir de yaklaşmakta olan kötü hava bindiğinde yük kaldırabileceğimizden ağır bir hal aldı. 2. Buz Alanı’nın ortasında, Death Bivy olarak bilinen yerin 150 metre kadar altında, hayatta kalma isteğimiz galip geldi ve geri dönme kararı aldık. Oldukça fazla taşın isabetine uğrayarak 17.00 gibi inişe başladık. İnişte yaşanan trajedileri düşünmemeye çalışarak Gallery Window’ a ulaşmayı hedefledik. Çıkarken gördüğümüz iniş istasyonları inişimizi kolaylaştırdı ve Hinterstroisser’i bitirip, altındaki sete geldiğimizde güneşin son ışıkları burada kalmamızı işaret etti.

20 eiger 6
Hinterstroisser'den geçiş Hinterstroisser'den geri dönüş

 

Anılarla dolu duvardaki gece eşsizdi. Tarihin karanlık duvarlarına hapsolmuş kelimeler –milyonlarca, ama tek bir amacı olan kelimeler- buradaymış gibi. 200 metre altımızdaki yaşam savaşı, ipin ucundaki can***…

eiger 7
Gece dönüşte

İki dostun unutulmaz sohbeti, 2 tane powerbar ile yaptığımız kusursuz akşam yemeği ve bir termos su bizi soğuk geceye hazırladı. Geçen saatler boyunca düşünceler gözlerimin kapanmasını engellerken, İnterlaken’ın uzaktaki parlayan ışıkları ve gölün silüeti güzel geceyi aydınlatıyordu. Sırtımızı yasladığımız dev negatif (ters eğimli) kaya büyük taşları uzaklara atsa da, küçük taşların üzerimize düşmesini engelleyemiyordu. Sürekli yağan taşlar, kaskımıza çarparak, anlık uykumuzdan bizi uyandırıyordu.

Hafızamıza kazınarak geçen saniyelerin ardından, termosumuzdaki son suyla yaptığımız, sert kahve bizi kendimize getirdi ve yeni güne başladık. 5 ip boyu inişle ulaştığımız noktadan, taş kaplı setlerden yan geçerek Gallery Window’a ulaştık.

Burada çevremize son bir kez bakarak, duvarı kare kare hafızamıza kazıdık. Dakikalarca… Ayrılmak istemediğimiz her halimizden belliydi.

Tünele girdik ve kapıyı arkamızdan kapadık. Kısa süre sonra yaklaşan uğultu bir trenin habercisiydi. Feneri aşağı yukarı hareket ettirerek durdurduğumuz tren durdu ve bizi alıp götürdü.

Neredeyse bütün gece taş sesleri yüzünden açık kalan gözlerimiz, tünelin karanlığının ardından parlak güneşin ışıklarıyla kamaştı. Kleine Sheidegg’te –günler sonra ilk defa açık havada gördüğümüz- dağa bakarak yudumladığımız bira sadece susuzluğumuzu giderdi. Trenle inerken dağa son kez ve hüzün içinde baktık.

Grindelwald’a gelip, çadıra girdikten 1-2 saat sonra başlayan yağmur- yukarılara kar olarak düşüyordu- inişe geçerek, ne kadar doğru bir karar verdiğimizi gösteriyordu.

Başlayan yağmur 4 gün boyunca hiç ara vermeden devam etti. 4. günün sonunda izlediğim bir haber bülteninde bölgeye 1 metre kadar kar yağdığı bilgisi verildi…

eiger rota
Eiger Kuzey Duvarı Rota Çizimi

 

* Gallery Window- Stollenloch: (Tren Yolu Penceresi) İsviçre’ de oldukça güçlü bir demir yolu ağı vardır. Grindelwald’tan Kleine Sheidegg’e(kayak merkezi) gelen özel, dişli tren tünellerle dağların içinden geçerek Mönch ve Jungfrau zirvelerinin arasındaki (3571 m.) boyuna ulaşır. Buradaki cafe ve terası –Top of the Europe - her yıl sayısız ziyaretçinin akınına uğrar. 1911 yılında tamamlanan bu tren yolu tünelleri bazen bir pencere ya da kapı ile dışarı bağlanır. Eiger Kuzey Duvarı üzerinde bulunan pencerelerden birisi de Stollenloch’tur. Bu kapılardan, acil durumlarda giriş ve çıkış sağlanabilir. Bazı dağcılar tarafından – girişteki çürük ve problemli kısımlardan kurtaracağı için- tırmanışa başlangıç noktası olarak da kullanılmıştır.

**Hinterstroisser Traversi: 1936 Temmuz ayında, duvarın ilk tırmanışı için Andreas Hinterstroisser ile Toni Kurz, Willy Angerer ile Edi Rainer aynı gün duvara girdiler ve bir süre sonra birleşerek tırmanışa devam ettiler. Duvarın o dönem için önemli bir problemi olarak görülen bu kısım, oldukça dik ve pürüzsüz bir kaya yüzeyiydi. Bu problem o dönemin serbest tırmanış yeteneğinin çok üzerindeydi. Oldukça iyi bir kaya tırmanıcısı olan Andreas Hinterstroisser ipin sabitlendiği bir sikke üzerinden sola doğru sallanarak bu zor kaya etabını geçti ve ipi sabitledi. Diğer tırmanış arkadaşları da aynı hat üzerinden geçerek bu büyük zorluğu sonlandırdılar ve ipi çekerek –bunun geri dönüşlerinde sonlarını hazırlayacağını bilmeyerek- tırmanışa devam ettiler. Bu zorlu geçiş anısına, günümüzde sabit bir ipin bulunduğu, bu kısma Hinterstroisser Traversi(yan geçişi) denir.

*** Toni Kurz: Andreas Hinterstroisser, Toni Kurz , Willy Angerer ve Edi Rainer’den oluşan, ilk çıkışın verdiği bütün zorluklarla yüzleşen ekip kötü havada, bitkin bir şekilde geri dönme kararı aldı. Günlerce süren uğraşın ardından geri dönüş oldukça zordu. Bütün zorluklara rağmen Hinterstroisser’e kadar ulaşmayı başardılar. Ancak burada yan geçişin ardından çektikleri ip, aynı rotadan- bütün uğraşlarına rağmen- inememelerine sebep oldu. Onlarda direk inişe devam ettiler. Iniş sırasında yaşanan sorunlar ve düşen çığ ekip üyelerinin üçünün ölümüne sebep oldu. Arkadaşlarının ölümüne şahit olan Toni Kurz kalan son enerjisiyle inmek için insan üstü bir çaba harcadı. Hinterstroisser’in birkaç yüz metre altındaki dik duvarlarda kurtarma ekiplerine sadece birkaç metre kalıncaya kadar inişine devam etti. Ve kurtuluşuna sadece birkaç metre kala ipin ucunda can verdi.

Desteğini ve inancını bizden esirgemeyen Zirve Dağcılık Kulübü’ne sonsuz TEŞEKKÜRLER…

Emrah ÖZBAY

FOTOĞRAF GALERİSİ

Lütfen Yorum Yazın

0
Kabul Ediyorum.

Yorumlar (8)

  • Ziyaretçi (Oktay SALUR)

    Cesaretin ve azmin takdire şayan kardeşim. Durmak yok yola devam :p

  • Ziyaretçi (emre akdere)

    Çok güzel,akıcı,masalsı bir anlatım olmuş.Faaliyet için tebrik ederim.

  • Ziyaretçi (Hasan Hüseyin Boğaz)

    Site güzel olmuş.İnşallah bir dahaki sefere başarırsınız..

  • Ziyaretçi (Mahir Koroglu)

    Bu tırmanışın devamında da başarılar dilerim. Yolunuz açık olsun

  • Ziyaretçi (durukan)

    Beyaz doruklardan mavi sulara... Ne diyeyim... Huzur içinde uyu kardeşim...

  • Ziyaretçi (M. Gökmen Gungor)

    Huzur içinde yat. Kimse seni unutmayacağız...

  • Ziyaretçi (ygtrsln)

    bir kere ağzından olumsuz bir söz duymadım. sen nasıl iyi bir insansın. hatıramda hep tebessümle kalacaksın. senden öğrendiğim çok şey var. mekanın cennet olsun..

  • Ziyaretçi (Evren Hekimoğlu)

    Işıklar içinde yat....Seni unutmayacağız.


Turkish English French German Russian Spanish

Sitede Ara

Son Yorumlar

Ziyaretçi (Evren Hekimoğlu)
Işıklar içinde yat....Seni unutmayacağız.
Eiger Kuzey Duvarı in Web Site Makale
Ziyaretçi (ygtrsln)
bir kere ağzından olumsuz bir söz duymadım. sen nasıl iyi bir insansın. hatıramda hep tebessümle kal...
Eiger Kuzey Duvarı in Web Site Makale
Ziyaretçi (M. Gökmen Gungor)
Huzur içinde yat. Kimse seni unutmayacağız...
Eiger Kuzey Duvarı in Web Site Makale
Ziyaretçi (durukan)
Beyaz doruklardan mavi sulara... Ne diyeyim... Huzur içinde uyu kardeşim...
Eiger Kuzey Duvarı in Web Site Makale
Ziyaretçi (Mahir Koroglu)
Bu tırmanışın devamında da başarılar dilerim. Yolunuz açık olsun
Eiger Kuzey Duvarı in Web Site Makale

Destek

tdf off     

 

zirve off

iytu off

adb off